'5 yıl sonra ilk kez TÜİK'e asaleten başkan atandı... Eski başkanlardan Aydemir: Kurumlara saygı duyulmuyor'

TÜİK'i vekaleten yöneten Cahit Şirin, 15 Şubat'ta görevden alınmış yerine ise yine vekaleten Ahmet Kürşat Dosdoğru atanmıştı.

Cumhurbaşkanı kararıyla kuruma atanan Prof. Dr. Sait Erdal Dinçer ise 5 yıl 1 ay sonra asaleten atanan ilk başkan oldu.

Eski Başkanlardan Birol Aydemir, 2011-2016 yılları arasında kurum başkanlığı yapmıştı.

Sonrasında göreve gelen Mehmet Aktaş 2016-2019, Yinal Yağan 2019-2020, Muhammed Cahit Şirin 2020-2021 arasında vekaleten bu görevi yürütmüştü.

Son başkan Kürşat Dosdoğru ise bu görevi sadece 14 gün yürüttü.

5 yıl boyunca kurumu yöneten ve 5 yıllık görev süresi dolmadan 2016'da istifa ederek emekliye ayrılan Birol Aydemir, TÜİK'te sık sık başkan değişiminin ''sırrını'' Independent Türkçe'ye anlattı.

''Sabah karar veriliyor, ertesi gün görevden alınıyor''

''Merkez Bankası ya da TÜİK gibi kurumların bağımsızlığı ortadan kaldırıldı'' diyen Aydemir, ''Önceden başkanlar Bakanlar Kurulu kararıyla atanır ve 5 yıl görevden alınmazlardı. Bu da başkanların 5 yıl boyunca önlerini görebilmeleri ve istikrarlı projeler geliştirebilmelerini sağlıyorlardı. Şimdi sabah karar veriliyor ertesi gün görevden alınıyorlar'' ifadelerini kullandı.

Birol Aydemir / Fotoğraf: Independent Türkçe

''Güçlü kurumlar istenmiyor''

''İktidarın kurumlara saygısı yok'' ifadelerini kullanan Aydemir, ''Güçlü kurumlar istenmiyor. Bu da başkanların sık sık değişmesine neden oluyor'' dedi.

Aydemir, ''Eski başkanlar neyi yapmadı ya da eksik yaptı da görevden alındı'' sorusuna şu yanıtı verdi:

"Burada kötü niyet aramak istemiyorum. Benden sonra göreve gelen Mehmet Aktaş teknik yönü çok iyi, liyakatli bir arkadaşımızdı. Yine görevden alınan Kürşat Dosdoğru uzmanlıktan yetişmişti. Ama sonuçta görevden alındılar. Muhammet Cahit Şirin'in ya da Maden İşleri Genel Müdürlüğü'nden gelen Yinal Yağan'ın TÜİK'le ne ilgisi olduğunu bilemiyorum. Kurumların bir değerinin kalmadığı anlaşılıyor. Yeni atanan başkanı tanımıyorum ama kağıt üzerinde liyakat açısından uygun görünüyor. Yine de mesele TÜİK meselesi değil. Devlet kurumları artık hem insan kaynakları hem de politika üretimi konusunda güçlü yapılar değiller. Mesele Merkez Bankası ya da Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu Başkanları tek bir kararı dahi kendileri alabilir mi?"