Tarım, Enerji ve Ulaştırma Politikaları Başkanlığı

İktidarı Uyarıyoruz: Turizmden Vazgeçmek Yok! İktidarı Uyarıyoruz: Turizmden Vazgeçmek Yok!

20 Nis 2021

COVID-19 virüsünün ani çıkışı ve hızla küresel pandemiye dönüşü, ulaşımdan konaklamaya kadar turizm sektörünü hazırlıksız bir biçimde yakalamıştır. Salgından önce turizm sektöründe, aşırı turizm olgusu tartışılırken ve hatta bu soruna çözüm aranırken, salgından sonra sektör ekonomik açıdan neredeyse çökme noktasına gelmiştir.

Maalesef her alanda pandemiye hazırlıksız yakalanan Türkiye, tüm konulara adeta turist gibi bakan aciz bir iktidar ile de mücadele etmek zorunda kalmıştır.

DEVA Partisi olarak her zaman olduğu gibi uyarılarımızla ve önerilerimizle vatandaşlarımıza karşı siyasi görevimizi yerine getiriyoruz. Türkiye’nin yönetimsiz kalmışçasına savrulduğu bu zor günlerde durum tespitlerimizi ve önerilerimizi tüm kamuoyuna sunuyoruz.

Turizm Sektörü Tarihi Krizle Mücadele Etmekte

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), 2020'nin küresel turizm tarihinin en kötü yılı olduğunu açıkladı. Açıklamada, küresel turizm sektörünün Covid-19 salgınının yol açtığı seyahat kısıtlamalarının etkisiyle 2020 yılında 1,3 trilyon dolar kaybettiğini duyurdu. 2020'yi küresel turizm tarihinin rekor seviyede en kötü yılı olarak tanımlayan örgüt, uluslararası turizmin 2019 yılındaki seviyesine dönmesinin iki buçuk ila dört yıl alacağını tahmin ettiklerini, pandemi etkisiyle uluslararası uçuşların yüzde 74 oranında azaldığını ve sektörde dünya çapında 120 milyon istihdamın yok olma riskinde olduğunu açıkladı. Merkezi İspanya'nın başkenti Madrid'de olan UNWTO'nun raporuna göre, pandeminin 2020 yılında turizm sektörüne verdiği zarar, 2009 ekonomik krizi sırasında yaşanan etkinin 11 katından daha fazla.

Turizm endüstrisi, ülkelerin ekonomik kalkınmasına katkı sağlayan önemli bir potansiyele sahiptir. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü’ne göre, turizm sektörü dünya GSYH’nin ve istihdamının %10’unu oluşturmaktadır. Yani, dünyada her 10 kişiden biri turizmde istihdam edilmektedir. Dünya genelinde yaşanan bu küresel salgın, turizm ekonomisi için de eşi görülmemiş bir kriz olarak nitelendirilmektedir. Birçok hükümet, sektör üzerindeki bu olumsuz durumu bertaraf etmek ve toparlanmayı kolaylaştırmak için turizme özgü tedbirler almaktadır.

Turizme Aşı, Türkiye’ye Aşı Demektir!

Ülkemizde ise pandemi öncesi yıllık ağırladığımız yaklaşık 52 milyon turist ile 35 milyar ABD doları civarında gelir elde ediyorduk. Pandemiyle birlikte 2020 yılında turist sayısı yüzde 70 azalarak 15,8 milyona turizm gelirleri ise yüzde 65 azalarak 12,1 milyar ABD dolarına gerilemiştir.

Kriz öncesi yaklaşık 1 milyon 100 bin istihdam yaratılan sektörde, toplam yatırım tutarı 80 milyar ABD doları civarına ulaşmıştır.

Sektör yatırım ve yenilemeye yıllık 3 milyar dolar, gıda ve içecek sektörüne 5 milyar dolar, tarıma ise yaklaşık 2,5 milyar dolar katkı sağlamaktadır.

Havayolu ve denizyolu ulaşımı , seyahat acenteleri , oteller ve sektör tedarikçileri ile birlikte turizm sektörü büyük bir aileyi oluşturmaktadır.

Ülkemizde turizm sektörü, 1990 dan bu yana şekillenen jeopolitik durum yüzünden neredeyse her 5-6 yılda bir büyük krizler yaşıyor.

Körfez savaşları, deprem afet ve salgınlar, arap baharı , uçak düşürme krizi ve koronavirüs pandemisi en önemli krizler olarak sektöre ciddi darbeler vurdu.

Her krizi atlatmak sektöre ortalama 3 yıl kaybettiriyor. Bu durum turist sayısında, gecelemede ve gelirde ciddi azalmalar yaratıyor.

Ülkemizde sürecin hükümet tarafından yönetilememesi, yeterli aşı temin edilememesi ve aşılamada yetersiz kalınmasıyla bilimsel temelden uzak günlük siyasi kararlar ile sürecin yürütülmesi, vaka ve hasta sayısını, nihayetinde de ölüm sayılarını çok artırmıştır .

Sektörün kronikleşen sorunları pandemi ile birlikte giderek ağırlaşmış ve aciliyet kazanmıştır.

Rusya Federasyonunun 1 haziran 2021 e kadar ülkemize uçuş yasağı getirmesi, Avrupa ülkelerinin de ülkemize seyahat ile ilgili kısıtlayıcı kararlar alması, 2021’de de sektörde işlerin çok sıkıntılı geçeceğini göstermektedir.

Turizm Sektörünün Yaşaması İçin Borçlar Ertelenmelidir

Sektörün kredi borcu, pandemi henüz başlamadan önce yani 2019 yıl sonu itibariyle, yaklaşık 100 milyar liraya ulaşmıştı. Borç tutarının yüzde 65’inin döviz cinsinden olması ve 2020 sezonunun beklentilerin çok altında gerçekleşmesi gözönüne alındığında, sektörün cari borç rakamının 130-150 milyar TL aralığına çıktığı tahmin edilmektedir.

Geçen yıla ait ödenmesi gereken kredi ve finans kuruluşlarına olan borçlar bu yıla ertelenmiş, ancak bu yıl da ödeme imkanı görünmemektedir.

Hem sektördeki yapısal sorunları gidermek, hem de pandemi ile birlikte başta finansal olmak üzere aciliyet kazanan sorunları bir an önce çözmek için sektöre destek olmak zorunluluğu doğmuştur.

Günlük palyatif çözümler ile ya da toz pembe tablolar çizerek süreci yürütmek imkansız hale gelmiştir.

Turizm Eşittir; Kadın İstihdamı, Nitelikli İş Gücü ve Döviz Geliri

Turizm sektörü; elde ettiği döviz geliri, yarattığı istihdam, sosyal ve kültürel etkileşim ile dünya barışına katkı sunması açısından oldukça özel bir yere de sahiptir. Bu çerçevede, sektör paydaşlarıyla birlikte, kapsayıcı ve ortak aklı işletecek politikalar oluşturup aksiyon almak başarı için en temel koşul olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu süreçte, turizm sektörü ayrım yapılmaksızın desteklenmeli ve sağlıklı turizm faaliyetleri teşvik edilmeye devam edilmelidir. Yetersiz kalan destekler arttırılmalı, denetimler ile yeterli hijyen ve güvenli hizmet vermeyen işletmelere faaliyet izni verilmemelidir. Sektörümüz bu dönemde daha bireysel taleplere cevap verecek alternatif modeller üzerinde bilinçlendirilmeli ve teşvik edilmelidir. Kendi kaderine terk edilmemesi gereken turizm, ülkemizin en önemli dış ticaret katalizörüdür. Bu belirsizlik sürecinden en az hasarla kurtulabilmek için turizm sektörüne azami ölçüde destek şarttır. Turizm Bakanlığı bütçesini sektörün ve sektör çalışanlarının gerçek ihtiyaçları için kullanmalıdır. Bu süreçte tanıtım ve reklam faaliyetleri yerine sektörün ana bileşenleri desteklenmelidir.

Ülkemiz ekonomisine ve başta kadın çalışanları olmak üzere istihdamına çok büyük katkısı olan bu sektör ayakta kalmak zorundadır.

Salgın sonrasında hızlı bir şekilde toparlanacak olan turizm sektöründe dünya ile rekabet edebilmek için yılların birikimi ile elde ettiğimiz nitelikli iş gücünü kaybetmemeliyiz.

Yetişmiş tecrübeli insan kaynağı, alt yapımız ve yatırımlarımız turizm sektöründe rekabet gücümüzdür. Bu gücü kaybetmemek için somut adımlar atılmalıdır.

İşte bu nedenle, bir an önce hayata geçirilmesi kaçınılmaz olan turizm sektörüne sunduğumuz 23 DEVA:

1-Tüm sektör borçlarının ( otel, acente, havayolu şirketleri ) minimum 36 ay ve uygun faizle yapılandırılması sağlanmalıdır.

2- Küçük turizm işletmeleri ve yiyecek-içecek işletmelerine yönelik hibe paketleri ile düşük faizli bir yılı ödemesiz en az 3 yıl vadeli rehabilitasyon kredileri çıkarılmalıdır.

3- Küçük turizm işletmeleri ve yiyecek-içecek işletmeleri kira desteğinden yararlanmalıdır.

4- En az yüzde 25 ciro kaybı olan küçük turizm işletmeleri ve yiyecek-içecek işletmelerine ciro kaybının en az yüzde 20’si seviyesinde destek sağlanmalıdır.

5- Esnekleştirilmiş kısa çalışma ödeneği, nakdi ücret desteği ve normallaşme desteği 31 Aralık 2021’e kadar uzatılmalıdır.

6- İstihdamı koruyan işletmelere pandemi süresince prim ve vergi desteği verilmelidir.

8- Sektöre ilişkin tüm vergi, stopaj ve ecrimisil bedelleri ve turizm katkı payları 2021 yıl sonuna kadar alınmamalıdır.

9- Konaklama vergisi 2022 sonuna kadar ertelenmelidir.

10- 2020 ve 2021 yılları içinde ödenemeyen elektrik, su, doğalgaz vb. faturalar, ceza uygulanmadan yapılandırılmalıdır.

11- Bağlı bulunulan tüm oda ve birliklerin aidat almaması sağlanmalıdır.

12- Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı “turizm payı” ödemeleri iptal edilmeli ve toplanan paylar iade edilmelidir.

13- Seyahat acentalarının zorunlu olarak bozulan sicilleri sebebiyle sicil affı getirilerek bankalardan kredi alabilmelerinin yolunu açılmalıdır.

14- Acentalara yönelik e-turizm satış ve pazarlama olanakları teşvik edilmelidir.

15-Test , izleme ve aşılama sertifikaları dahil olmak üzere Covid 19 salgını ile ilgili risk azaltıcı önlemler alınmalı , bunlar şeffaf ve bilimsel olmalı , koordinasyon ve dijitalleştirilme sağlanarak güvenli seyahat teşvik edilmelidir.

16- Güvenli Turizm Sertifikası alan işletmelere maddi destekler sağlanmalıdır.

17- Dış politikada yürütülen agresif ve uzlaşmaz tutumdan vazgeçilmeli, AB, Rusya ve diğer ülkeler ile barış ve istişare temelli sağlıklı ilişkiler oluşturulmalıdır.

18-İç turizmin canlandırılmasına yönelik kısa orta ve uzun vadeli eylem planları sektör paydaşları ile istişare edilerek oluşturulmalı ve hayata geçirilmelidir.

19- Destinasyon sayısının artırılmasına yönelik eylem planı oluşturulmalı, sektör Avrupa ve Rusya pazarına bağımlı olmaktan kurtarılmalıdır.

20- Kültür, sağlık ve tarihi mirasların turizmde yaratacağı potansiyel belirlenerek bu alanlarda sektör yatırımları desteklenmeli, tanıtım çalışmaları artırılmalıdır.

21- Turizm sektöründe istihdamda kadına özel bir önem verilmeli, ücretlendirmede cinsiyet ayrımı anlayışından vazgeçilmesi için gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Kadınlar için çocuk bakım desteği teşvik edilmeli ve esnek çalışma imkanı sağlanmalıdır.

22- Turizm alanında kadın girişimciliğini destekleyecek, kadınların turizm sektöründe yönetici/lider olarak yer almaları teşvik edilmelidir.

23- Kırsal turizmin gelişmesi sağlanmalı, bu bölgelerde kadınların ihtiyaç duyduğu bilgi ve becerilerinin geliştirilmesi için eğitim ve sertifika programlarının düzenlenmesi yoluyla turizm sektöründe kadın istihdamının artırılmalıdır.

  • İLGİLİ ETİKET:
  • #SEKTOREL

SONRAKİ HABER

Birol Aydemir ile Sektörel Mevzular | Patates Soğan Milliyetçiliği

Sık Sorulan Sorulara Cevaplar

20 Nis 2021