İktidar, “Esnafa destek” adında yeni bir paket sundu ve sayıları 235 bine ulaşan bazı işletmelere 5 bin TL hibe ödemesi yapacağını belirtti. Buna ek olarak, yaklaşık 1 milyon 150 bin işletmenin 5 bin TL’lik hibe ödemesi yerine 3 bin TL tutarında bir hibe desteği alacağı duyuruldu. Bu desteğin kime neden verildiği ise belli değil! Reklam ve iletişim firmaları, sıcak demir ile uğraşan firmalar, tornacılar gibi pek çok sektöre destek verilmemesinin sebebini anlamak mümkün değil!
Peki iktidarın, bu destek paketi için ayırdığı toplam bütçe ne kadar? Rakamları çarpıp topladığınızda en fazla yaklaşık 4,5 milyar TL tutarında bir meblağ ortaya çıkıyor. Yani sadece yarım milyar dolardan biraz daha fazla. Açıklanan yardım milli gelirin sadece yüzde 0,06 sı civarında.
Merkez Bankası Başkanı inadı desteklerin 8 katına mal oldu!
Pandemi süresince iktidarın doğrudan bütçe kaynakları ile verdiği nakit desteğinin toplamı açıklanan bu destek ile bile ancak 15 milyar TL’yi bulacaktır. İşssizlik siğorta fonundan yapılan harcamalar ve vatandaşlarımızdan toplanan yardımların dağıtımı ile birlikte sağlanan toplam destek miktarı 65-70 milyar liraya ulaşacaktır.
Her zaman olduğu gibi gerçek rakamlar şeffaf şekilde paylaşılamadığı için de her geçen gün abartılı rakamlar yazdırılarak algı oluşturulmaya çalışılıyor.
Bu paket esnaf ve reel sektörün beklenti ve ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzak bu sözde yardımlar tüm yandaş medyada abartılarak anlatılıyor.
Merkez Bankası Başkanı, bir inat uğruna bir gecede görevinden alınmıştı. Bu görevden almanın da ülkeye ek faiz ve kur artışından faturası 531 milyar TL olmuştu. Kötü yönetim ve inat uğruna ülkeye kesilen bu faturanın yüzde 1’i dahi etmeyen 4,5 milyar TL büyük bir müjde gibi açıklanarak esnafımıza sunuluyor.
Pahalıya yapılan köprü, otoyol, havalimanı yatırımlarına bu yıl en az 31 milyar TL garanti ödemesi yapmış olacağız. Bir kaç firmaya yapılacak bu garanti ödemeleri milyonlarca esnafımıza işletmemize yapılacak desteklerin 2 katından fazladır.
Esnafımızı ve işletmelerimizin sabrını daha fazla zorlamayın!
İktidar, reel sektörde hibe ve destek paketlerine ilişkin büyük beklentiler oluşturduktan sonra işletmelere böyle bir lütufta bulundu. Yaşadıkları ekonomik buhran içerisinde devletin kendilerine bir el uzatmasını bekleyen esnafımıza verilen meblağ sadece 3-4 aylık bağkur prim borcunu karşılamaya ancak yetiyor, devlet bir eliyle verdiğini diğer eliyle hemen alıyor.
Peki ya kayıt dışı esnafımız? 100 bine yakın esnafımızın kayıtlarını sildirdiği ve daha nice on binlercesinin kayıt dışı olarak çalıştığı düşünüldüğünde, zor durumda olan önemli bir kesime yine ulaşılamayacaktır.
Cumhurbaşkanlığı yönetim sisteminin hazırlıksız, populist ve iyi hesaplanmadan sadece algı yaratmak üzerinden yürüttüğü politika ve uygulamalarından birisine daha şahitlik ediyoruz.
Hükümet zaten bu vereceği meblağı çok kısa sürede esnafımızdan geri alacak. Düşünün, işyeri kiralarında uygulanan kira stopajı yüzde 10’dan 20’ye, KDV ise yüzde 8’den 18’e çıkartılıyor. Bir taraftan küçük meblağlar veren hükümet, diğer taraftan vergi dairelerinde daha yüksek meblağlar tahsil etmeye başlıyor.
Bu yaklaşım, hükümetin esnafımıza destek konusundaki samimiyetsizliğinin bir göstergesi. Samimiyetsizlik söz konusu değilse dahi en iyi ihtimalle Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi altında devlet kurumları arasında bir koordinasyon eksikliği gözler önünde. Yönetim kabiliyetini yitiren hükümetin bu koordinasyon eksikliği ise yine esnafımız üzerindeki yükü arttırıyor, esnafımızın ticaretini ve hayatını zora sokuyor.
Peki, bugüne kadar yapılan desteklerin bütününü değerlendirirsek nasıl bir durum var? Sayın Cumhurbaşkanının 17 Mayıs 2021 günü kabine toplantısı ardından yaptığı açıklamadan bugüne kadar 661 milyar TL destek verildiğini öğreniyoruz. Fakat bu 661 milyar TL’nin hangi kalemleri kapsadığı hususuna ilişkin herhangi bir devlet kurumu vatandaşa bir açıklama yapmadı.
Asgari ücretin 2825 TL olduğu bir dönemde en düşük emekli maaşının 1500 TL’ye çıkartıldı. Bu meblağ dahi 661 milyar TL içerisinde değerlendiriliyor. Yani bu ülkede yıllarca çalışmış ve yıllarca prim ödeyerek emekliliğe hak kazanmış emeklilerimize verdiğimiz emeklilik maaşını, asgari ücretin yarısının biraz üzerine taşımayı bile pandemi yardımı olarak değerlendiriyoruz. Emeklilerimize yoksulluk sınırının dahi altında bir meblağı emekliliklerini geçirmeleri için veriyoruz, bu mudur destek?
İlaç, tıbbi malzeme ve sağlık personeline yapılan ek ödemelerinde yardım kapsamında hesaplanması da da ne hesaba ne kitaba sığdırılamayacak bir yaklaşımdır.
14 aydan uzun süredir faaliyet yürütemeyen, zarar eden, bunlara ek olarak bugün bir de kredi, vergi ve diğer giderlerini faizi ile birlikte ödemeye başlayan esnafımız için açıklanan bu paket de, hükümet açıkladığı diğer sözde destek paketleri gibi ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
Sayın Cumhurbaşkanı, devletin kasasında para yok ise yok deyin! Milletimiz çalışkandır, bu yokluktan kurtulmak için gerekli çaba ve çalışmayı sergiler. Yeter ki ülkede eşitliğin, adaletin ve hakkaniyetin olduğuna inansınlar. Yoksa devletin zaten vermekle yükümlü olduğu sağlık çalışanları mesai ücretini de halka destek maliyeti kalemleri arasında izah etmeye çalışmayın, verilen destek meblağını şişirmek için emekli maaşlarındaki komik artışları verilen destek meblağı içerisine dahil etmeyin!
Sayın Cumhurbaşkanı vergi indirimleri ile 26 milyar TL’yi bulan alacağından vazgeçeceğini duyuruyor. Bu 26 milyar TL kimin vergi borcudur? Esnafın mı müteaahitlerin mi? Bütün bunların ve yapıldığı söylenen yardımların şeffaf bir şekilde açıklanmasını bekliyoruz.
Bu soruların cevabı ne olursa olsun, gelinen noktada helallik isteniyorsa esnafın ve reel sektörün sorunlarına acil çözüm olacak 12 önerimizi bir kez daha hatırlatmak istiyoruz.
https://sektorel.devapartisi.org.tr/haber/esnafın-namusumla-battım-i̇syanı-ve-deva-reçetesi
Yönetemeyen sandıkta gider!
DEVA Partisi olarak, ülkemizin salgının ekonomik etkilerinden korunması için iktidar virüsünden kurtulması gerektiği çağrımızı yineliyoruz. Daha önce defalarca açıkladığımız önerilerimize ve çağrılarımıza tekrar dikkat çekiyoruz. Siyasetçinin işgal ettiği makamın sorumluluğu ile hareket etmesi gerektiğini vurguluyoruz.
Hataların ve kötü yönetimin sonucunda vatandaşlardan helallik istemekle ülke yönetilemez. Demokrasilerde hesap sandıkta verilir ve tüm dünyada olduğu gibi ülkeyi yönetmeyi beceremeyen çeker gider.
Türkiye’nin aradığı DEVA hazır!